Kapat
Üye olun ya da Gönüllü olun
Müzikist olarak sizlere her zaman birlikteyiz.
"Mesajı gönder" butonuna bastığınızda KVKK Aydınlatma Metnimizi okuduğunuzu kabul etmiş olursunuz.
Kapat

Bedenin Enstrümana Dönüşümü: Dalcroze Felsefesi

Blog

Müzik eğitim metotlarından hareket ve yaratıcılık odaklı bir yaklaşım olan Dolcroze Felsefesini daha yakından tanıyalım

Emilé Jaques  Dalcroze 6 Temmuz 1865, Viyana, Avusturya doğumlu, 1 Temmuz 1950, İsviçre'nin Cenevre şehrinde hayata gözlerini yummuştur. Émile Jaques-Dalcroze, Paris Konservatuvarı’nı 1884–1886 yıllarında okuyan Dalcroze hareket yoluyla müziği öğrenme ve deneyimleme yaklaşımı olan Dalcroze euritmiklerini geliştiren İsviçreli bir besteci (Le pays romand, La Chère Maison, Le Cœur de ma mie…) müzisyen ve müzik eğitimcisiydi.         

Emilé Jaques  Dalcroze felsefesini şu cümle ile anlatmıştır;  “Bedenin, sesle düşünce arasıda köprü olduğu ve duygularımızı dolandırmadan ifade etmemize yarayan bir enstrümana dönüştüğü müzik eğitim biçiminin hayalini kuruyorum.”  Dalcroze eylem, mantık ve duygu üçgeninde öğrencilerin daha iyi ve akıcı bir eğitim sonucuna varılacağını  umut ediyordu. Dalcrozun ifadesiyle,şiddetli ritim sorunu olan bir öğrencinin sınıfı terk etmesi sırasında yaptığı gözlemler sonucunda bu kanıya varmıştı. Eğer öğrencilerin devinim duygusunu harekete geçirerek kullanabilirse, müzik yaratımında kullanmaları gereken doğal ritim duygularını da engellerden kurtarabilirdi. Uzun süre bu  çalışma üzerine denemeler yaparak bunu kanıtladı. Dalcroze çalışmaları sonucunda olumlu yanıtlar aldıktan sonra öğrencilerle sahnede çıplak ayakla dans ederek ders işledi. Dalcroze metodunu asla katı bir biçimde dayatmadı. Öğretim biçimi metottan ziyade bir felsefedir. 

Dalcroze’a göre eksiksiz bir müzik eğitiminin 3 öğesi vardır.

Bunlar;

  1. Eurhythmics (Bu terim ilk Dalcroze tarafından ortaya atılmıştır)
  2. Solfej
  3. Doğaçlama

çalışmalarıdır. Bu öğeler sentezlendiğinde  yaratıcılık ve hareketten köklerini alan bir eğitim sonucuna varılır.

1.EURHYTHMİCS

Eurhythmics terimi daha önce belirttiğim gibi ilk Dalcroze tarafından ortaya atılan bir terimdir. Ritmi ve ritim içinde dinamiklerin çalışılması ve öğretilmesini kapsar. Fiziksel hareketler, öğrencilerin ritmik değerleri algılayışlarını kolaylaştırmak ve performanslarını geliştirmek için kulanılan bir yöntemdir.

Dalcroze derslerinin ilk aşamasında orkestra şeflerinin el hareketlerini kullanmış, bir sonraki aşamada ise iki vuruşluktan on iki vuruşluk ölçüye kadar olan usulleri içeren el hareketlerini geliştirmiştir. Vücut hareketlerini de çeşitli nota değerlerine karşılık olacak şekilde bölmüştür. Campbell, Dalcroze'un müzikle hareket yöntemi geliştikçe, öğrencilerin en küçük uzunluk, zaman, yoğunluk ve yapısal ifade farklarını anlayabilecek kas ve sinir sistemi yetenekleri sergilediklerini dile getirmiştir (Toksoy, 2005).

Öğrenilen müzikal hareketleri en iyi şekilde uygulayabilmek için karışık eklem hareketleri repertuvarı gereklidir. Çocukların müzikal hareketleri çok çeşitli olabilir. Bunlar; el, kol, baş, omuz ve vücudun birçok bölümünün birleşiminden oluşabilir. Çocukların hareketleri kişisel ve ani tepkilerden oluşur. Çocuklar tempo, ritim ve müzik ölçüsünü bedenleriyle işledikçe, müzikteki değişikliklere (ölçü, ritim, dinamikler veya uzunluk) aniden uyum sağlamayı öğrenirler ve ilerleme kaydederler (Toksoy, 2005). 

 

2. SOLFEJ (Kulak eğitimi)

Solfeji kısaca açıklamak gerekirse, notaları değerlerine, ses ve ritimlerine göre uygulama, seslendirme çalışması. Ses aralıklarının birbiriyle olan ilişkisini anlamak için insan sesini kullanır ve bu çalışmayı müzik teorisi ile notasyon sistemi ile birleştirir. 

Campbell bu süreci şöyle tanımlıyor; ‘’Çocuklar; tonlar ve yarım tonlar ile bunların şarkılarla ve gamlarla olan ilişkilerini anlamaya yönlendirilir. Dalcroze metodunu uygulayan birçok öğretmen "sabit do" (fixed do) sistemini destekler. Bu sistemde do (C) bağımsız olarak başlangıç notasıdır. Dalcroze, do (C) frekansının kulak, kaslar ve zihinde yerleşince, çocukların "sabit perde" (absolute pitch) hissini geliştireceğini desteklemiştir. Her gama denk düşen ton ve yarım tonların fark edilmesiyle, gamların birbirleriyle olan ilişkilerinin kolayca anlaşılabileceğini savunmuştur. Dalcroze yaklaşımıyla şarkı söyleme el hareketleriyle tamamlanır. Bu el hareketleri, boşlukta perde pozisyonunu veya parmakların kolun üzerinde, bir klavye üstündeymiş gibi bir duruşu temsil eder. Çocuklar armonik değişikliğe duyarak ve hareket ederek tepki vermeye yönelirler; tonik (anahtar nota) için merkeze, dominant (gamın beşinci derecesi) için sağa ve subdominant (dominant altı) akorlar için sola dönerler (Toksoy, 2005).

 

3. IMPROVİSATİON (Doğaçlama)

Dalcroze metodunun bu aşaması çocukları hareket, ritmik ve enstrümantal söylem yoluyla ifade özgürlüğüne davet edilir. İlk öğretmenlerini taklit eden öğrenciler daha sonra kendi kendilerine seçecekleri bir hareket ve müzikal düşünce repertuvarı oluştururlar. Bu aşama öğrencilerin müziği daha derinlemesine aktaran bir teknik bütünlüğe sahiptir. Bu aşamalar birbirinden bağımsız değildir. Her aşamanın içerisinde diğer aşamalar ile kesişen noktalar vardır.

Monica Dale (1998) bu durumu şöyle örneklendirir; Melodik bir söz öbeği karşısında doğaçlama hareketler geliştirmek Eurhythmics dersinde; insan sesiyle doğaçlama bir melodi verirken ritmik bir söz öbeğini kullanmak solfej dersinde; verilen bir melodi üzerine ritmik ve armonik varyasyonlar oluşturmak doğaçlama dersinde gözlemlenebilir. Tüm bu etkinlikler metodun tüm aşamalarıyla ilişkilidir. Solfej ve doğaçlama dersi için farklı bir ders saati ayrılamadığı zamanlarda, Eurhythmics dersi daha geniş içerikli, daha fazla alanı kapsayan bir yapıya dönüşür. Müziğin hiçbir alt dalı küçümsenmediği için, Dalcroze yaklaşımı müzikte bütünsel bir eğitimi hedefler.

 

Dalcroze metodunda üç temel eğitsel ilke vardır.

  1. Dinleme Olmaksızın Müzik Eğitimi Gerçekleşemez.
  2. Teori Pratikten Sonra Gelir.
  3. Eğitsel Süreçte Doğaçlama Aşaması Kaçınılmazdır.

 

Dalcroze Metodu Hangi Meslek Gruplarına Yöneliktir?

· Müzikten hoşlanan ve müziğin nasıl işlediği hakkında daha çok şey bilmek isteyen amatör ve dinleyiciler.

· Müzikal becerilerini geliştirmek ve sözsüz iletişimi anlamak isteyen İcracı müzisyenler ,şefler ,dansçılar,aktörler ,terapistler.

· Uygulamada Dalcroze kavram ve tekniklerini kullanarak eğitim düzeylerini        arttırmak isteyen müzik öğretmenleri.

· Müzik ve hareketi kullanmayı becerileri arasına katarak, sınıf yönetiminde  bu yöntem sayesinde sınıf ortaklığı ve takım ruhunu  cesaretlendirmek isteyen sınıf öğretmenleri    bu yöntemi eğitimde kullanmaktadır.

 

Dalcroze Yaklaşımının  Müzik Eğitiminde Çocuklara  Kazandırdığı Yetiler başlıca şunlardır.

·  Öğrenirken tüm yeteneklerini kullanma.

 ·  Hayal gücü ve yaratıcılıklarını kullanma.

·  Estetik ve motor koordinasyonu geliştirme.

 

Dalcroze metodu dünyanın pek çok yerinde sayısız öğretmene ilham olmakla beraber sayısız müzisyenede yardımcı olmuştur. Dalcroze  metodu veya onun tanımı ile Dolcroze felsefesi, günümüzde birçok  insanın yoluna ışık tutmaya devam ediyor.

 

Yazar: Rıdvan Şoreş Kapalıgöz

 

Kaynakça
http://www.muzikegitimcileri.net/bilimsel/bildiri/G-Erdal_3.html

https://en.wikipedia.org/wiki/%C3%89mile_Jaques-Dalcroze

https://newyorkdalcroze.org/workshops/2017/4/9/monica-dale
http://porteakademik.itu.edu.tr/docs/librariesprovider181